Cihadiye vefanın üstün bir fedakarlık ve vatan severliğin adıdır. Olay Çanakkale savaşında geçmiş gerçek bir hikayedir. Çanakkale Savaşının içinde olan ama çoğu kimsenin bilmediği veya unutulmaya yüz tutmuş enteresan hikayelerden biridir “Cihadiye Yüzükleri” Çanakkale Savaşlarında çatışmaların en yoğun yaşandığı dönemlerdi. Savaşta yaralıların tedavisi için kullanılan tibbi malzemeler giderek azalıyordu. En büyük eksiklik yaralılar için kullanılan antiseptik malzeme ve önemli ameliyatlarda kullanılan morfindi. Bunlar sadece iyileşmesi mümkün olanlara kullanılmaya başlanmıştı. Çok hafif hastalara limon tuzu karışımı kullanılıyordu. Gazlı bezler toplanıp yıkanıp tekrar tekrar kullanılmaya başlanmıştı. Tam bu sırada bir hemşire kulaklarındaki küpeleri ve parmağında ki nikah yüzüğünü çıkartıp “Vatanımız düşman tarafından işgal edildikten, namusumuz kirletildikten sonra bu yüzüğün ne anlamı kalır” diyerek masanın üzerine bırakır. Diğer sağlık çalışanları da aynı şeyi yaparlar. Toplanan bu değerli takılar ile ilaç ve tıbbi malzemeler tedarik edilir. Bu üstün bir fedakarlık ve vatanseverlik örneğidir. Hemşirelerin bu büyük fedakarlığına karşı askerimizde bu yapılanları unutmamış ve bir vefa örneği olarak yokluk yıllarında onlar için değişik bir hediye düşünmüşlerdir. Ele geçirilen İngiliz tüfeklerinin namluları kesilerek yüzük haline getirilmiştir. Bu yüzükler ise üzerlerine “Cihadiye 1332” yazılarak gönüllü kadınlara hediye edilmiştir. Döküm tekniği olarak demirden yapılmış olan bu yüzüğün iki tarafında ay yıldız, ortasında Müdafaa-i Milliye ifadesi vardır. Hicri 1332 yılı yazmaktadır.Bu tarih 1914 tarihine karşılık gelmektedir. Metal olması sebebiyle yıllar içinde çürümüş ve yok olmuştur. Hikayesi bu kadar güzel olan bu yüzüklerin sadece üç tanesi günümüze kadar ulaştığı bilinmektedir. Haziran 2021 tarihli gazete haberinde Üçüncü yüzüğün Harput’ta bir kazı çalışması sırasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde bu yüzüklerin emitasyon şeklinde hediyelik olarak yapılmaya başlandığı görülmektedir.